Burası Bingöl..1000 yıllık tarihi yok.. Ama sahipsizliğin bir tarihine tanık olmuş bir kent..
Varoluşundan beri vaat kenti. Yapılmış bir değerin haberine rastlayamazsınız. Birinin aklına gelen ertesi gün haber olur. Burası olacak, bu yapılacak,kentin çehresi değişecek..vs.vs
Kent küçük ama Dünya ya ekolojik yansımaları oldukça büyük. Alan ortalama oranına göre, meşe ormanlığı bakımından % 28,4 oran ile,Türkiye de birinci ve belki de dünya birincisi. Bu alanda insan katkısı yok. Tamamen doğal ve ilahi bir vergi.
Bazen devlete yük açısından yapılan maliyet değerlendirmelerinde “gideri gelirinden çok” diye haber yapılır. Vay beni beni. Sanki bu kenti onlar yaratmış.. Tamda “küçük dağları yaratanlar” misali
Sabrı soluyorum. susuyorum.ama insan yanım durmadan kışkırtıyor beni…
Ey maliye,ey mali analistler siz ekolojinin hesabını yapacak bir meziyet sahibi değilken ben diyorum ki. “Ankara da bir bardak su, Bingöl de bir dal ağaçtır” .. Onu da Allah yarattı..
Hesabı bırakın da; bu kentin Anadolu ya evrensele katkısına bakın..
Haa. bu arada bu kentin maddi geliri giderinden az ise bunun sebebi, Bingöl ve halkı değil,sizin yanlış uygulamalarınızdır..
Bu da kayırma torpil asgari ücret bağımlı ve yoksul yaratmak isteyen ve kendine bağımlı kılmaya çalışan sizlerden kaynaklanıyor
Yani istila anlayışları ile kentin üretimde dibe vurduğu ve dışa bağımlı hale gelmesinde halkın suçu yok.
Yıllardır uygulanan yardım politikaları ve buna bağlı süregelen dış ürün hayranlığınız,dışınsizi,sizinde bizi istila eden egemen ve kör anlayışınızdan kaynaklanıyor..Ata ve yerel tohumlar ile mutlu ve besleyen konumda iken, o beğenmeyip dış istilacıların kol gezdiği dağ taş istilası,size ve atanıza ait olanı beğenmeyip,başkalarına hayran olduğunuzda başladı..
Yani ilimizde üretken kesimi yoksullaştıran sislersiniz..
Bu ilde üretim yok ve siz yerelde başkalarının ürünlerini günlerce sınırsız satmalarına izin veriyorsunuz
Dışarıda tanıtım günleri kendi standınız dışında her ilin ürünü ile boy boy resimler çekerken ,bal ve et ithal,tohumithal,toprakyorgun,sizin vicdanınız sızlamıyor..
Ununmayın ,bu kentin sıradanlığı ve durağanlığı tamamen yöneticilerin boynunda bir suçtur
Siz o suçu ilmek ilmek arttıran hatalarınızla,bizi ve sizi birlikte istila eden anlayışlara bağımlı kılıyorsunuz..
Biz kendi kendimize yeterken dışarıdan gelen beyaz adam gibi davrandınız
Kendi ülkemizde garip kaldık
Renginiz beyazdı ama yüreğiniz bize karşı kapkara
Bizi durmadan aşşağıladınız..
Tembel diye
Üretmiyor diye
Bu kentin üreten zamanlarını; siz yardım ve bağımlı yaratan tek taraflı anlayışlarınız ile yok ettiniz
Oysa geçmişimizde her köylü aynı anda köye gelen asker-müfreze, misafir göçer yolcu vs yüzlerce kişiye of demeden sofra kurma kabiliyetine sahipken,şimdi kendi sofrasını bile kem getire getire kuruyorsa;bu mezalim bizden değil hesabı yanlış yapan sizin ve maliyet uzmanlarınızdandır
Kendi kendine yeten yerli milli bir asaleti asalak ve bağımlı hale getirmek beceriksizliktir.istila ve kuşatma anlayışına sahip İsrail e diğerlerine kurban ettiğinizdendir. Kendi kendine yeten her köy ve her karış toprağın israilden daha büyük olan bu milletin değerlerini yok edip ,çöl ortasında toprağı bile olmayan İsrail tohumlarına mecbur eden sizlersiniz
Dışarıya olan hayranlığınız size ait olanı görmemenize ve körlüğe sebep oldu
Bir yardım bir riya bir fakir üreten mekanizmaya döndürdüğünüz Anadolu insanı hala yaren ve hala diri
Yerliyi dışa kurban eden anlayışınıza rağmen herkes hala vatanını seviyor..size rağmen
Bu her zaman insan kalan yanımızdan gelir
Annem biz acıkınca susardı..ben anlardım ki o susuna,pişirecek bir şey yok.. ben anlardım ki o susunca için için ağlardı
Siz hiç bu kente anne olmadınız
Hep genel geçere göre ötekileştirerek ,sonra siz kamu imkanlarını kullanmanıza rağmen bir arpa yol adırmadınız,sadece halktan beklediniz,
Tembel dediniz doğrudur
Elinde tohum olmayan, yerli kelimesi kalmayan bir toplumu tohum almaktan ,mazot ve diğer girdiler ile oldukça pahalı ve iklimsel imkansızlıklarla boğuşturup fakirleştirdiniz
Şimdi sıra geldi tanıtım günlerine
Kaç tanıtım oldu
Bu tanıtımlarda kaç ticari anlaşma sağlandı ve kaç ticari anlaşma devam ediyor
Açılan standlarda ne kadar yerli malı vardı
Stantlara ne kadar Bingöl den para harcandı?
Bingöl insanı, Elazığ ve Malatya yoğurdu peyniri satıyor ve yiyor..
Bal desen istila altında..
Vitrin ve depolarda olan bal hacmi,arıcıların ürettiğinden kat kat fazla,
Nerden geliyor bu fazlalık?
Kavurma iki firma tarafından üretiliyor,ikiside kendi satış dükkanı olmasa iflas edecek
Aranızda bazı insaflı olanları var tabi ki, umarım bunların sayısı artar
Ama 100 bin nüfusluk bir kentin meydanlarında başka illerden gelen ürünleri satan stantlara izin veren anlayışlar bu kente ihanet ediyor
Ucuz yada başka bir anlayıştan kaynaklı bu istila eskiden devam eden beyaz adamın istilasına ortak bir anlayıştır
Ne olduysa bundan geldi başımıza
Oysa üretim pahalı olsa da domatesi 1 liraya satan üretici den sonra 5 liraya satana hesap sorsaydınız şimdi herkes üretim ile uğraşırdı
Çözüm ne mi?
Çözüm tövbe ve özür!
Çözüm makamları kötüye kullananların makamları terki….
Çözüm göreviniz ne olursa olsun,muhatap halkı sevmeniz
“Olanın olmayana bilenin bilmeyene borcu var” anlayışı ile kamuyu evrensel bir şekilde idare etmeniz..
Siz de düşünün olanı olmayanı..
Siz kendinizden değil, kamudan tükettiniz
Biz kendimizden ve ruhumuzdan kattık
Sizin ruhunuz nerde..
CUMA KARAARSLAN BİNGÖL