Tecavüze, yoksulluğa, çocuk istismarına, hayvana şiddete, kadına yönelik cinayetlere, tacize, savaşa ve mazluma yapılan her türlü zulme artık yeter demenin zamanı geldi…
Ve biz hâlâ susuyorsak, bilin ki bu düzenin devamına biz de ortak oluyoruz.
Her sabah karanlık bir haberle uyanıyoruz.
Bir kadın daha öldürülüyor.
Bir çocuk daha istismara uğruyor.
Bir hayvan daha işkenceyle can veriyor.
Ve biz yalnızca izliyoruz…
Bu sessizlik artık utanç veriyor.
Kadınlar…
Sırf kadın oldukları için hedef haline gelen, sokakta yürürken arkasını kollayan, evinde huzur değil korku bulan binlerce kadın…
Bazısı “elinde altın bileziği yok” diye evinden ayrılamıyor, bazısı ailesine mahcup olmamak için susuyor.
Ve bazısı…
Hiçbir şey söyleyemeden, boşandığı ya da ayrılmak istediği erkek tarafından canice öldürülüyor.
Suçu neydi? Hangi cümlesi yaşam hakkını elinden aldı?
Peki ya çocuklar?
Çocuklar her gün yeni bir travmaya uyanıyor.
Oyun oynaması gereken yaşta istismar ediliyor, istismarı saklaması öğretiliyor.
Kimse onların gözlerine bakmıyor, kimse yaralarını sarmıyor.
Yaraları kanamıyor çünkü onlar içeride kanıyor…
Ve hayvanlar…
Can dostlarımız…
Bizim kadar yaşam hakkına sahip olan, savunmasız, masum canlılar…
Şehrimizde günlerdir yüreğimizi parçalayan manzaralarla karşılaşıyoruz.
Çöp poşetlerine konulup diri diri atılan kediler…
İplerle sürüklenen köpekler…
Ve Bingöl’ün göbeğinde tecavüze uğrayıp kanlar içinde bulunan bir kedi…
Söyleyin, bu nasıl bir insanlık?
İnsan olmak yalnızca nefes almak değildir.
İnsan olmak, başka bir cana zarar vermemek, onun acısını yüreğinde hissedebilmektir.
Biz bu kadar mı duyarsızlaştık? Bu kadar mı vicdanlarımız karardı?
Toplum olarak artık uyanmalıyız.
Bu sessizlikle, bu üç maymun haliyle hiçbir yere varamayız.
Devletin caydırıcı cezalar uygulaması gerekiyor.
Failin değil mağdurun korunduğu bir sistem gerekiyor.
Köpeğe tecavüz edip sadece birkaç gün sonra serbest kalan bir şahıs bu ülkede elini kolunu sallayarak dolaşıyorsa, yarın başka bir masuma daha zarar vermeyeceğinin garantisi var mı?
Artık susmamalıyız.
Her birimizin sorumluluğu var.
Bu sadece bir kadının, bir annenin, bir hayvanseverin değil; bir insanın, vicdanı olan herkesin sorumluluğudur.
Sokakta bir cana sahip çıkmak, bir çocuğun gözyaşını dindirmek, bir kadının çığlığına ses olmak insanlık görevidir.
Zulme sessiz kalmak, zalimin yanında durmaktır.
Gün birlik olma, ses olma, değiştirme günüdür.
Çünkü biz sustukça onlar daha çok bağırıyor.
Biz sustukça canlar sönüyor…
Susma. Gör. Harekete geç.





